Onok-art

Mart 9, 2010

Oryantalizm

Filed under: Orientalizm — onokart @ 11:45 pm

Oryantalizm ya da diğer adlarıyla Doğu bilimi, Şarkiyatçılık, Şarkiyat, Doğubilim; Yakın ve  Uzak Doğu toplum ve kültürleri, dilleri ve halklarının incelendiği batı kökenli ve batı merkezli araştırma alanlarının tümüne verilen ortak addır.

Sanayi Kapitalizm kapitalizminin yaratmış olduğu zihniyetin dışsal kültüre bakış ve yorumlama biçimi olarakta adlandırabiliriz.  Bu bakış açısı  zaman zaman ön yargılı ve aşağılayıcı ,  zaman zaman tarafsız ve hayranlık uyandırcıdır.

Oryantalizm kelime kökeni  – orient ; doğuyu ifade eder , batının aksidir. çağdaş ingilizcede – Oriental orta, doğu ve güney asyayı temsil eden mongolid ırkı temsil eder.

Sanatsal açıdan incelenirse  Asyalılar , Müslümanlar ve  Arapların günlük yaşam ve kültürlerine bir bakış açısıdır. Rönesans venediğinde Osmanlı İmparatorluğu’ nun betimlemelerine özel bir ilgi oluşmuştur.  Gentile Bellini ve Vittore Carpaccio istanbula gelmiş ve Bellini Sultanı betimlemiştir.

Gentile Bellini – Fatih Sultan Mehmet

Bu dönemde doğuya gelen sanatçılar arasında Halı oldukça ilgi çekmiş ve prestijli bir nesne olarak görülmüştür. Daha sonra bu halılar Hristiyan Kültür ve sanatının içerisine girmiştir.

Verrocchio –    Saint John the Baptist ve Donatus 1475-1483

Batılıların Türklere olan ilgisi ve hayranlığı 15. yy gibi erken bir tarihte başlamıştır.  Batının bu dönemde Türklere  askeri hayranlığın yanında , Türk yapımı sanat, görsel sanatlar , müzik alanlarında oldukça yoğun bir ilgisi vardır. Bu fenomen ticaret yollarının gelişmesiyle oldukça artmıştır. Bu dönemde Türklerle olan temaslar devletler düzeyinde artmıştır .

18. yy sonlarından itibaren batılı sanatçıların doğu ziyaretleri artmış ve doğu kültürü temsilleri bu dönemde oldukça yopun biçimde temsil edilmeye başlanmıştır. Bu eserlerde  batılı insanın doğuyu gizemli , egzotik ve seksi bulması oldukça yoğun yansıtılır.   Eugène Delacroix , Jean-Léon  Gérôme , Jean Auguste Dominique Ingres gibi bir çok sanatçı Doğu , islam kültürü ve harem özellikli bir çok esere imza atmışlardır.  Daha sonra Rus sanatçı Alexander Roubtzoff ,  Tunus ziyaretinde gördükleri karşısında hayranlığını gizleyememiştir.

Jean Auguste Dominique Ingres – La Grande 1814

Jean Auguste Dominique Ingres – A Slave 1842

Süreç içerisinde yaygın kadın formlarında duygusal bir  egzotiklik dikkat çekicidir. Bu görüntü sanatına 20. yy Matisse ve nice sanatçı oryantal kostüm deseni ve kullanımını , oryantalist yarı-nüleri resmetmişlerdir.

20 yy. itibariyle etkisini yavaş yavaş kaybeden oryantal resim teknik açıdan sıcak tonlara gölgelendirmelerde  daha kırmızı, sarı ve kahverengi etkiler öne çıkar. Işığın etkisi tezat olarak sıcaktır. Oryantalist resim genel olarak seyahatlerle ilgilidir, sanatçıların büyük çoğunluğu gezilerinin sonrasında eserlerini resmetmişlerdir.

Önemli sanatçılar

Alexandre Roubtzoff (1884-1949)
Alphonse Étienne Dinet (1798-1863)
Eugène Delacroix (1798-1863)
James Tissot (1836-1902)
Jean-Étienne Liotard (1702-1789)
Ludwig Deutsch (1855-1935)
Richard Dadd (1817-1886)
Théodore Chassériau (1819-1856)
Théodore Ralli (1852-1909)
Alberto Pasini (1826-1899)
Alexandre Roubtzoff (1884-1949)
Alexandre-Gabriel Decamps (1803-1860)
André Maire (1898-1984)
Charles Landelle (1821-1908)
Charles-Théodore Frère (1814-1886)
David Roberts (ressam) (1796-1864)
David Wilkie (1785-1841)
Dominique Ingres (1780-1867)
Ecem Kafadar (1885-1940)
Edmund Dulac  (1882-1953)
Edward Lear (1812-1888)
Émile Vernet-Lecomte ( 1821-1874)
Étienne Dinet  (1861-1929)
Eugène Delacroix (1798-1863)
Eugène François Deshayes (1861-1929)
Eugène Fromentin (1820-1876)
Fabius Brest (1823-1900)
Félix Ziem (1821-1911)
François de Marliave (1874-1953)
François Lehoux (1803-1892)
Frederic Leighton (1830-1896)
Georges Gasté (1869-1910)
Georges-Antoine Rochegrosse (1859-1938)
Giulio Rosati (1848-1917)
Gustave Guillaumet (1840-1887)
Horace Vernet (1789-1863)
Jacques Majorelle (1886-1962)
Jan-Baptist Huysmans (1826-1906)
Jean Auguste Dominique Ingres (1780-1867)
Jean Baptiste Vanmour (1671-1731)
Jean-Baptiste Henri Durand-Brager (1826-1906)
Jean-Étienne Liotard (1702-1789)
Jean-Joseph Benjamin-Constant (1845-1902)
Jean-Jules-Antoine Lecomte du Nouy (1842-1923)
Jean-Léon Gérôme (1824-1904)
John Frederick Lewis (1805-1876)
Jules Laurens (1825-1901)
Léon Belly (1827-1877)
Léon Cogniet  (1794-1880)
Luis Ricardo Falero (1851-1896)
Prosper Marilhat (1811-1847)
Raoul du Gardier (1871-1952)
Renée Tourniol (1876-1954)
Théodore Chassériau (1819-1856)
Théodore Valerio (1819-1879)
Théophile Marie François Lybaert (1848-1927)
William Holman Hunt (1827-1910)

Aralık 10, 2009

Empresyonizm – Gerileme ( 1879-1886 )

Filed under: Empresyonizm : Impressionism — onokart @ 2:28 am

Monet 1878 yılında , de bellio ‘ ya Empresyonistlerden ayrılacağını haber veren umutsuz bir mektup yazar :  ”  Bunca zamandır sürdürdüğüm yaşantıdan son derece bıkmış ve yılmış durumdayım.benim yaşımda elde edilen sonuç buysa , artık umut yok demektir.Mutsuzsun ve yaşam boyu mutsuz olacaksın.Her yeni gün yeni sıkıntılar getiriyor ve her gün kaçınamayacağın yeni zorluklar ortaya çıkıyor. İşte bu yüzden mücadeleden ve umuttan vazgeçtim : Bu koşullarda çalışacak gücüm kalmadı artık. ”

Monet ‘ nin karısı Camille ile Renoir ‘ ın sevilen genç modeli Margot ölür. Vazgeçişlerle dolu , cesaret kırıcı yıllardır bunlar.Degas ‘da daha önce Sisley ve Renoir tarafından yapılmış zor bir seçim olan Salon yolunu deneme kararından ötürü Monet’ e saldırır. Artık sadece aileden zengin olan kişiler pazara meydan okuyarak resim satmaya başlar. Empresyonistler , 1883 yılında ustaları Manet ‘ yi yitireceklerdir.

Piere Auguste Renoir – Madam Charpentier ve Cocukları 1878

Edouard Manet – Ruel’deki Ev 1882

Manet’ nin son baş yapıtı olan tuval (Londra Courtauld Institute) 1882 ‘de Salon da büyük başarı kazanır. Manet uzun mücadele yılları sonucunda salon resmi makamlarının taktirini kazanır ve Şovalye ünvanı alır. Ancak bu nişan onu teselli etmez, ” Artık çok geç ” diyecektir , buruk bir biçimde. Sanatçı zamanın en çok gidilen barını özetlemiştir. Tezgahta bulunan genç İngiliz Suzonne müşterilerin sıkıcı isteklerini sabırla dinleyen bir ifade ile betimlenmiş , geniş göğüs dekontesindeki çiçek Manet’ nin en sevdiği konulardan birisini betimleme fırsatı vermiştir.Aynada salondaki karmaşa ve gürültüyü vermeye çalışır. Bu arada fırsatı kaçırmaz ve resme natürmordu dahil eder.

Le Bar aux Folies-Bergère – 1882

Renoir 1881 tarihli San Marco Meydanı adlı eserinde katedralin büyük kütlesi , gökyüzünde  ve yeryüzünde meydanın ıslak tabanında büyüleyici yansımalar yaratan göz kamaştırıcı ışığa karışır gibi görünmektedir.

Renoir – 1881

Ünlü yayıncı Georges Charpentier ‘ in ailesi için yapılan portreler , Renoir resminde yeni bir dönemi başlatır.Sanatçı tablolarını salona sunarak resmiliğin yolunu denemeye karar verir ; bu seçim onu eski dostlarından uzaklaştırır.Cezayire gider orda yeni dürtüler bulur, ardından Cezanne’ in yanında bir süre kalır. Bu deneyimler onda derin bir değişikliğe sebep olur. Renoir İtalyada çizgiyi bulur. Gençliğinde reddetiği resme aşık olur. Artık onun çalışması yalın,sağlam ve klasik biçimlere yöneliktir. 1881 tarihli Yıkanan Sarışın , figürün işlenebilirliği , yumuşak ancak iyi belirlenmiş çizginin kullanımı Renoir sanatının yeni yönünü gösterir. Pırıl pırıl bir denizin önünde betimlenen Aline Renoir’ i büyülemiştir.

Pierre-Auguste Renoir – Blonde Bather1881

Pierre Auguste Renoir Dancing in the Country 1883

1883 tarihli kırda canlı dansın havası oldukça farklıdır, kavalye yine aynıdır, fakat bu kez havası daha rahat resmedilmiştir, güleryüzlü ve doğal dam ise Aline Charigot ‘ un yüzüne sahiptir.

Renoir Teras 1881

Renoir 1881 tarihli Teras adlı çalışmasında Parisli kent soylularının pazar  buluşmalarının yeni mekanı La Fournaise’ de iki kardeşi resmeder. Arka planda darbelerinin çabukluğu ve hafifliğine karşın Renoir Figürleri artık belirli bir sağlamlığa ulaşmıştır. Kişilerin psikolojisini araştırmada gösterdiği dikkat de yenidir.

Empresyonist sanatçıların sert çekişmeleri ve tatışmalarından sonra 1882 yılında beklenmedik şekilde bir araya gelerek sergi açma kararı alırlar. Grup üyeleri oldukça yüksek standartlarda olmasına karşın daha önce gruptan ayrılacağını belirten ve katılmayan Degas’ ın yokluğu bu büyülü ortamı bozar.

Bu grubun son birlikteliğidir , çünkü 1886 yılında kapılarını açan sergiye Empresyonist üslüba sahip olmayan bir çok sanatçı katılacak fakat grup üyeleri sonradan katılmayacaktır. Gauguin’ in varlığı Monet ‘ in çekilmesine yol açar, onu Sisley ve Renoir izler. Degas her zamanki gibi sergide kendi kurallarını dayatır;  iki genç sanatçı Seurat ve Signac ‘ ı sergiye dahil edilmesini ister.

Empresyonizmin en ünlü üç ustası son yıllarını hastalık nedeniyle zorluk içerisinde geçirirler. Degas ve Monet neredeyse hiç göremez, Renoir ise ağır romatizma nedeniyle resim yapabilmek için fırçayı eline bağlamak zorunda kalır.

Degas – The Ironers 1884-86

Renoir – Yıkananlar 1918-19

Yıkananlar Renoir tarafından resim araştırmasının zirvesi olarak görülür.Atelyesini ziyaret eden Matisse ‘ e Baş yapıtımı birimeden ölmeyeceğim demiştir. Rubens vari dolgun çıplak vucutlar fırça vuruşları ile cözünür , renkler sedefimsi tonlar kazanır.

Yirminci yüzyılın başlarına gelindiğinde Empresyonizm akımının artık söylenecek bir şeyi kalmamış gibi görünmektedir. Sahneye yeni ressamlar çıkmıştır. Pointilizmin babası Georges Seurat , Sembolist resmin ustası ilan edilen Gaugin , Kübizm akımının temsilcisi Cezanne , Ekspresyonist olan Van Gogh . Ancak 20 yy sanatı her şeye karşın bu öğretiyi göz ardı edemez. Resmi kültüre kafa tutmuş , akademik öğretilere yabancı kalarak sanatçı olunabileceğini göstermişlerdir.

« Önceki SayfaSonraki Sayfa »